ANTAHED
Antalya Aile Hekimleri Derneği

DUYURU ANTAHED ÜYE OL MEVZUAT FORM GENEL SIK SORULANLAR İLETİŞİM
 

Altın Üretiminde Siyanür Yöntemi

1. http://altinmadencileri.org.tr/wp-content/uploads/2015/07/siyanur.pdf adlı web sayfasından alıntırdır, aşağıda bu pdf dosyasından alıntı yapılmıştır :

 “Siyanürün sanayide kullanımı hakkında halkın haklı bir endişesi bulunmaktadır. Siyanür toksik bir maddedir ve belirli miktarlarda yutulması veya solunması halinde ölümcül olabilir. Bu durum, benzin ve evlerde kullanılan temizlik malzemeleri gibi pek çok diğer kimyasal madde için de geçerlidir. Çağdaş sanayi süreçlerinde kullanılan binlerce diğer kimyasal madde için geçerli olduğu gibi, uygun yükleme boşaltma ve nakliye işlemleri ve sorumlu yaklaşım, siyanürün güvenli ve faydalı olarak kullanımı için esastır. Geçen yirmi yıl zarfında, kimya ve madencilik sektörleri, atıkların halk sağlığına veya çevreye zarar vermesini önleyecek biçimde siyanürlü atık çözeltilerin işlenmesinde önemli gelişmeler kaydettiler. ”

Siyanürün Sıhhî ve Çevresel Etkileri Komple risk değerlendirmesi belirli bir sahaya özgü şartların ayrıntılı niteliklerini (spesifikasyon) gerektirir. Siyanürün kullanımı o kadar çok değişmektedir ki siyanür konusunda riskin anlamlı olarak değerlendirilmesi ancak belirli bir sahadaki özel işletme prosedürleri dikkate alındığında değerlendirilebilir. Bununla beraber siyanürün ve ona maruziyetin oluşturduğu tehlikelerin anlatılması mümkündür.

Siyanürün Insanlar Üzerindeki Toksik Etkisi ve Marazları Yeterince yüksek dozaja maruz bırakıldığında, siyanür bir şahsı birkaç dakika içinde öldürecek kapasitede hızla tesir edebilen bir zehirdir. Insanlar siyanüre solunum, yutma veya deri yoluyla absorbsiyonla maruz kalabilirler. Siyanür, dokuda hipoksiya veya “siyanosis” (derinin mavimsi renk alması) oluşturarak hücrelerin oksijen kullanmasını önler. Solunum sistemi hücreleri oksijenle besleyemez ve tedbir alınmazsa hızlı ve derin solumalar ve ardından katılma, şuur kaybı ve boğulma ile sonuçlanır. En yaygın antidotu amil nitrit olup ağızdan veya damardan alınabilir.

Günlük yaşamda siyanüre maruziyetin pek çok kaynağı (otomobil egzoz gazı, tütün dumanı, yangınlar gibi) olmakla beraber bünye böylesi küçük miktarlardaki siyanürü daha az toksik bir bileşik olan tiyosayanata dönüştürüp ardından dışarı attığından siyanür dokularda birikmemektedir. Siyanürün kansere, kusurlu doğumlara veya olumsuz olarak etkilenmiş üremeye neden olduğu bilinmemektedir.

Işçilerin Maruziyeti Risk değerlendirmeleri sadece halka etkilere değil, aynı zamanda belirli bir sahadaki işçiler gibi tehlikeye maruz kalması en çok muhtemel kişilere etkilere de hitap eder. Sodyum siyanür briketlerinin tesise gelişi, boşaltılması, taşınması ve ambarlanması sırasında işçilerin siyanürle temas ihtimali bulunmaktadır.

Çevresel Toksikoloji ve Etkileri Zararlı maddeler sadece insanları değil ekolojik alıcıları da etkilerler. Madencilik ortamlarında üç ekolojik veya çevresel alıcı grubu kaygı konusudur: memeliler, sürüngenler ve amfibianlar; kuşlar (özellikle yaban ördeği); balıklar ve diğer sucul hayat. Maden sahalarındaki siyanürün hayvanlar üzerindeki önemli olumsuz etkileri konusunda az sayıda rapor vardır. Sodyum siyanür ve siyanür içeren çözeltiler maden sahalarında kısıtlı alanlarda kullanılmaktadır. Yürüyen veya sürünen hayvanların bu alanlara erişimi duvarlar, beton platformlar, hendekler ve perdelerle önlenirken, tesislerdeki insan varlığı da hayvanların yaklaşmasında caydırıcı bir rol oynamaktadır. ABD’de hükü- met yetkililerinin değerlendirmeleri, standard sınırlayıcı tasarımların ve iyi mühendislik kontrolünün memeli, sürüngen ve amfibianlara olabilecek tehditleri etkin bir şekilde azalttığını göstermiştir.9 Özellikle ABD’nin batısındaki gibi, nispeten kurak ve madencilikte siyanür kullanımının oldukça yaygın olduğu bölgelerde duyulan temel endişe her zaman, başta göçmen kuşları olmak üzere, kuşların açık havuzlardaki siyanüre maruz kalmalarıdır. Bu bağlamda, Nevada’da siyanürlü çözeltilere maruz kalmaları sonucu ölen kuş sayısı 1990’da yaklaşık 1300’den, 1995’de 220’ye düşerek %83 azalmıştır.

Etkin mevzuat ve madencilikte iyi yönetim uygulaması sonucu açık havuzlarda siyanür konsantrasyonunun ve yaban kuşlarının maruziyetinin daha da ileri derecede kısıtlanması için özgün adımlar atılmıştır.

Gene, somon gibi soğuk su balıkları siyanüre en hassas sucul türlerden birisidir. Taş sineği, sayak sineği, mayıs sineği ve kınkanatlar gibi sucul böcekler siyanüre daha az duyarlıdır. Siyanürün zayıf asitte çözünür şekilleri “toksik bakımdan en önemli” olarak kabul edilmektedir. Laboratuvar ve saha incelemeleri, alabalık gibi en duyarlı türlerin bile düşük WAD siyanür seviyelerine dayanabildiklerini göstermektedir. Deşarj izinleri ve düzenleyici standardların çoğu WAD siyanür miktarını esas almaktadır. Ayrıca, Amerika Birleşik Devletleri ve Yeni Zelanda’daki maden işletmelerinde sahaya özgü WAD siyanür standardları yürürlüğe girmiştir.

2. Bu site ise ; CDC (Centers for Disease Control and Prevention); siyanürün insan üzerinde ciddi zararları olduğunu yazıyor :    http://www.cdc.gov/niosh/ershdb/EmergencyResponseCard_29750038.html